Çarşamba, Temmuz 09, 2008

geçen sene..

İlk evlilik yıldönümümüzde yaptığımız bir şeydi geçtiğimiz yılı değerlendirmek. En çok ne ile eğlendiğimiz, neye kızdığımız, nerede mutlu olduğumuz.. 4 senedir oynadığımız, bazen yüzümüzü güldüren, bazen birimizi (genelde beni) diğerini boğmanın eşiğine getiren :) bu oyun en çok bu sene hoşuma gitti. Çünkü geçtiğimiz senenin evliliğimizin en iyi senesi olduğuna karar verdik "oybirliği" ile. :) Mutluluğun sırrı karşındakini tanımak kadar, onu olduğu gibi kabul etmekle de doğrudan alakalı galiba. Kabul edemediğin yerde açık olmak, belki derdini söylemek, isteklerini yüksek sesle talep etmekle.. İç sesini ona duyurmadan önce, kendin duyup tartmakla ilgili. Ve çok sevmekle.. Ama çok çok sevmekle.. Öyle çok ki, "ben"i azaltıp "biz"i çoğaltmak "artık" seni rahatsız etmeyecek kadar çok sevmek. Aşktan, tutkudan, seksten, beğeniden, gurur duymaktan neredeyse bağımsız; çocuğunu, anneni, babanı, kardeşini sever gibi katıksız sevmek sevgiliyi. Her gün biraz daha çok sevmek ama. Öyle çok ki, her sabah onun yanında uyandığın için (inanmadığın) tanrıya şükretmek.. :)
Münih sıkıntısıEvlilik zor iş. Valla. Yok, Kuzusarması zor biri olduğu için filan değil, müessesenin doğası gereği zor. Bir evin içinde iki kişi yaşamak, "iki" düzeni "bir" yapmak zor, anneleri-babaları güleryüzle idare etmek zor, zoroğlu zor işte. Saydırmayın bana hepsini, her şeyi.. :) Bizimki -çok- mutlu bir evlilikken, bize herkes tencere-kapak, kurufasulye-pilav, Rahşan-Bülent derken bile zor. :)
sonunda bir düzgün poz :)Hani bazı insanlara bakıp "burnu, kulağı, gözü, dudağı tek başına çirkin de, hepsi bir araya gelince uyumlu bir bütün, güzel olmuş" deriz ya (ben derim), bizim evliliğimiz de öyle işte. Ben ve Kuzusarması öyle bir elmanın iki yarısı filan değiliz, belki ayrı elmaların yarılarıyız hatta. :) Önceliklerimiz aynı (evet, ikimiz de elmayız!) ama zevklerimiz çok ayrı. Harry Potter dışında okuduğumuz ortak kitap, 70'lerin Türk şarkıları dışında dinlediğimiz ortak müzik hatırlamıyorum mesela. Ama seviyoruz kardeşim! :) Böyle sevgi böcüklüklerine kıl olsam da "hieeeyt, seviyorummm üleeeyynn" demek istiyorum hatta huzurunuzda. Benim blogum değil mi yahu, derim, demem, iki gün sonra inkar ederim, kime ne. :P
bir düzgün poz yeter, şımaralım :)Velhasılı kelam yuvarlanıp gidiyoruz biz. Bu sene biraz daha mutlu yuvarlanıyoruz demek ki. :) Darısı herkesin başına..