Çarşamba, Mayıs 03, 2006

çilek yılı


Bazen canım deli gibi tatlı yemek istiyor, ama bazen. Çok seyrek. Deli gibi dediysem, miktar olarak değil. O an geldiğinde bir lokma tatlı yemezsem ölecek gibi oluyorum, o kadar! :D Türk işi tatlılardan bir tane (en küçüğünden tek bir tulumba, hatta yarım şekerpare); brownie, tiramisu gibi tatlılardan yarım dilim filan yesem, bir-iki ay şekerli hiçbir şey gelmiyor aklıma. Valla. Tuhaf. Benim gibi "yaşamak için yemeyen, yemek için yaşayan" biri için bu bir ödül aslında! Ya tuzluya olduğum gibi, bir de tatlıya düşkün olsaydım. :) Nice olurdu halim, değil mi?

Meyvelerde bile durum böyle. Gerçi benim sevmediğim meyve diye bir şey dünya üzerinde yok, ama gönlümün sultanı genelde ekşi olanlar. Limonu meyve diye yiyen ve sırf bu özelliğiyle bile yakın çevresinin sinirlerini laçka eden biri olarak "en bi sevdiğim" meyvenin erik olduğunu söylesem şaşırmazsınız herhalde. Hmmm, ben bir erik delisiyim.


Ama bu sene hiç durmadan çilek yiyoruz! Tamam, çilek de severiz sevmeye, ama dönüp bakmıyorum bile bu sene eriklere! Belki bu senenin ilk eriklerini fazla kaçıran Kuzusarması bütün gece ahlayıp ofladığı için küstüm ben eriklere. Ya da Simiole en güzel erik yazılarını yazdığı ve kendine eriklerden kocaman mutlu hikayeler yarattığı için gözüm doydu. Tek bildiğim bu sene aramızın her zamanki kadar iyi olmadığı.

Çileğe gelince.. Dört kişilik ortalama bir Türk ailesinin dört katı kadar tüketmesek iyi de.. Fena dadandık. Gerçi çok inandığım ve güvendiğim bir bilen, tam da şurada, bu dönemde yenen çileğin karaciğer için süper olduğunu anlatmış. Bununla avunurum ben de, ne yapayım.

Çilek yılı olsun bu yıl. Çilek kokayım ben de..

2 Comments:

At 4/5/06 14:35, Blogger EbruG said...

The Body Shop / Strawbery Body Butter...Benim gibi çilek hastasıysan çok tehlikeli bir hale dönüşebilecek harika bir ürün.Sorun şu ki, birgün gelecek ben kendimi tutamayıp bütün kavanozu yiyeceğim...

 
At 6/5/06 19:20, Blogger Tijen said...

ay ürktüm simdi..
bir bilen olmak ne zor, ne sorumluluk isteyen bir is.
ilk kitabimi yazarken bu kadar farkinda degildim. sonra bir baktim aaa bu kitap(sonradan 'lar' oldu) bir sürü eve girecek, bir sürü göz oradaki bilgileri okuyacak, uygulayacak.
çilek güzeldir ama ilaçsiz, suni gübresiz, gerçek tohumundan (ya da dogada) yetistirildiyse çok daha güzeldir. maurice messegue de öyle der, elmadan sonra verdigi 2. meyvedir çilek..
sevgiler, selamlar antalya'dan.
tijen

 

Yorum Gönder

<< Home