Perşembe, Mayıs 25, 2006

şeytan diyor ki..


Uyuma. Kalk. "İyi" kafayla üç beş satır yaz. İsyan et. Ağla, -s-açıl. Gül, dağıl. Dengeleri bırak. Düş, devril.

bi-raz da-ha iç..

Uyuma. Hatırla. Kim olduğunu, nerede durduğunu. Başını. Sonunu. Sorunu. Çok konuş. Hiç dinle. Pişman ol. Kahrol. Akıllanma. "İyi ki" de. İnadından öl. Lafını geri alma.

Yaz, sil, yaz, sil, yaz, sil, yaz, sil, yaz, sil, yaz, sil, yaz, sil, yaz, sil, yaz, sil..

Sil..

Pazar, Mayıs 14, 2006

uykucu

Uyuyor o hep. Sanki bizi günlerdir heyecandan uyutmayan kendisi değilmiş gibi. Annesinin kokusuna sığınıyor ve sıcaklığında sımsıkı yumuyor gözlerini. Süt kokulu, sabun kokulu, mis kokulu. Uyuyor.

Uyusun da büyüsün...

zeynep

Perşembe, Mayıs 11, 2006

bu sene için dileğim yok.

5 Mayıs "Hıdrellez"di. Tabii benim şimdi bu yaptığım pek hoş değil :), normal -iyi- insanlar zamanında haber verirler ki, o akşam dilekler tutulsun filan. Nerede bende o incelik.. Biraz sonra "ah ne kadar eğlendik, seneye yine gidelim, gelmeyenler kendileri bilir" de derim ben. Ay.. dedim galiba. :)


O gün, bu iyi insanlardan iki tanesinden gelen e-postalar ile haberdar oldum ben Hıdrellez'den. Batıl inançları olmayan ben :), o gece gül ağacının altına çizdiğim her dileğim, hem de tam çizdiğim gibi olduğu için sanırım, çok ama çok inanırım Hıdrellez'de tutulan dileklerin gerçek olacağına. Çocukluğumda evin önünde -yetişkinlerin tüm itirazlarına rağmen- ateşler yaktığımızı ve kahkahalar attığımızı hatırlıyorum. (Yalnızca insanın en ilkel alışkanlıklarından biri olan ateş başında toplanmak değil, büyükleri kızdırmak da mutlu bir şeydi.) İşte o yıllardan beri eğlenmediğim kadar eğlendim bu sene Hıdrellez'de. Ahırkapı'yı şiir gibi süslemişlerdi. Kocaman dilek ağaçları, dilek ağacı haline getirilmiş "tuval/ev", dört bir taraftan gelen klarnet sesleri, hepsi birbirine karışmış kokular, ışıklar, renkler, danslar, insanlar. Yine olsun, yine gidelim. Hep gidelim.

Bu arada.. Bu sene hiç dilek tutmadım ben, çaputlar bağlamadım, şekiller çizmedim. Demek ki olmuşum ben, kararımı vermişim, sevmişim, bağlanmışım, huzuru bulmuşum. :) Olmuşum ben, olmuşuz belki..

Hıdır ile İlyas izin verirlerse, Kuzusarması ve ben dilek hakklarımızı benim çook eski iki arkadaşıma devrettik. İhtiyaçları olduğundan değil canıım, bizim gönlümüzün zenginliğinden. ;)

Bu da gecenin süprizi. Arabaya dönerken bir ara sokaktan çekildi. Üstünde çığlıklar atan martılarla büyülü gibi görünüyordu.

Çarşamba, Mayıs 03, 2006

çilek yılı


Bazen canım deli gibi tatlı yemek istiyor, ama bazen. Çok seyrek. Deli gibi dediysem, miktar olarak değil. O an geldiğinde bir lokma tatlı yemezsem ölecek gibi oluyorum, o kadar! :D Türk işi tatlılardan bir tane (en küçüğünden tek bir tulumba, hatta yarım şekerpare); brownie, tiramisu gibi tatlılardan yarım dilim filan yesem, bir-iki ay şekerli hiçbir şey gelmiyor aklıma. Valla. Tuhaf. Benim gibi "yaşamak için yemeyen, yemek için yaşayan" biri için bu bir ödül aslında! Ya tuzluya olduğum gibi, bir de tatlıya düşkün olsaydım. :) Nice olurdu halim, değil mi?

Meyvelerde bile durum böyle. Gerçi benim sevmediğim meyve diye bir şey dünya üzerinde yok, ama gönlümün sultanı genelde ekşi olanlar. Limonu meyve diye yiyen ve sırf bu özelliğiyle bile yakın çevresinin sinirlerini laçka eden biri olarak "en bi sevdiğim" meyvenin erik olduğunu söylesem şaşırmazsınız herhalde. Hmmm, ben bir erik delisiyim.


Ama bu sene hiç durmadan çilek yiyoruz! Tamam, çilek de severiz sevmeye, ama dönüp bakmıyorum bile bu sene eriklere! Belki bu senenin ilk eriklerini fazla kaçıran Kuzusarması bütün gece ahlayıp ofladığı için küstüm ben eriklere. Ya da Simiole en güzel erik yazılarını yazdığı ve kendine eriklerden kocaman mutlu hikayeler yarattığı için gözüm doydu. Tek bildiğim bu sene aramızın her zamanki kadar iyi olmadığı.

Çileğe gelince.. Dört kişilik ortalama bir Türk ailesinin dört katı kadar tüketmesek iyi de.. Fena dadandık. Gerçi çok inandığım ve güvendiğim bir bilen, tam da şurada, bu dönemde yenen çileğin karaciğer için süper olduğunu anlatmış. Bununla avunurum ben de, ne yapayım.

Çilek yılı olsun bu yıl. Çilek kokayım ben de..