Perşembe, Ağustos 09, 2007

durum raporu..

Kaş'tayız biz. Hı hı, yine. Kafamda dönüp duran, anlatacak çok şeyim var. Ama -çok az olan bir şey oldu- tatil matil derken pek zamanım olmuyor. Beni bekler misiniz bir-iki gün. Söz, hepinizle birlikte mesai yapacağım pazartesi sabahı erkenden..

Böyle -yukarıdaki gibi- yazmak istedim gecenin bu saatinde (1:47), sonra dedim ki "Kızım, bu ne kendini önemseme halidir! Sanki herkes hazırolda bekliyor bekliyor sen dön diye"! Utandım, yine de silmedim. Tatil ruh haline ve iki duble rakıya verin olmaz mı.. Ben kısa bir durum raporu vereyim yine de..

Bu, Kuzusarması'nın kimbilir kaç rakı üstüne otele döndüğümüzde kendini tutamayıp balkonda içtiği bira. Bu aynı zamanda yastığımdan başımı kaldırmadan gördüğüm manzara. Yaaa, gerçekten.. ;)

içmeyip ne halt edeceksin!
Bu, çarşıdan.. Herkesin kilitleri ve çilingir perileri vardır diye düşünürüm ben. Neyse ki ben kilitlerimi açacak perileri bulmak konusunda hep çok şanslıydım.
anahtarlar
Bu, Belginler'in Şövalye adasındaki yazlığından dönerken iskeleye yanaşmamıza yardım edenlerin fotoğrafı. İlk bu hikayeyi mi yazsam acaba? ;)
güneş batarken gülenler
Bu, küresel ısınmanın Kaş'a ettiklerinin bir özeti. Benim Ağustos'ta bile püfürdeyen Kaş'ım ilk defa bu kadar sıcak..
sıcakkk
Bu da odadan yine. Akşam güneş batarken..
odadan gün batımı

Böyle yazmıştım 10 gün önce. Sonra önce internet sorun oldu, beni bezdirdi. Sonra zaman azaldı, uğraşmak angarya oldu, tatil kıymete bindi. Sonra bir e-mail geldi, "ne bu anlattıkların, hayat hep toz pembe mi, sen bu kadar çok mu mutlusun" dedi. Düşündüm ben epey.

Sonra.. Bir akşam ben karşı kıyıya bakarken birdenbire "Temenni" çalmaya başladı.

Sonra dağıldım ben.. Toplayabilene aşk olsun..