Pazartesi, Ocak 30, 2006

haberler kötü!

Cuma günü hastanedeydim. Tahlil sonuçları doktorumun deyişiyle tam bir fiyasko! Demir değerlerim hiç oynamamış, 3 aylık tedavi hiç bir işe yaramamış. İki olasılık var şimdi:

1. Kan kaybediyorum. Vücudumun bilmediğim bir yerinde bir kanama olabilir diye bir tahlil daha verdim. Bugün sonucu öğreneceğim.
---Edit: Sonuçlar temiz. Kaldı aşağıdaki seçenek..---

2. Sindirim sistemim demiri emmiyor. Bunu öğrenmenin tek yolu midemin ve bağırsaklarımın kontrol edilmesi. Bu nedenle endoskopi yaptırmam gerekiyor. İşin aslı şu: beni uyutacaklar, hortum gibi bir kamera yutturacaklar, mideme ve oniki parmak bağırsağıma bakıp her ikisinden parça alacaklar. Bilgi: endoskopinin mide için olan ve benim yaptıracağım cinsine gastroskopi, parça alma işine de biyopsi deniyor. Bugünkü tahlil sonuçlarına göre şekillenecek durum. Sanırım cuma günü halledeceğim bu işi. ---Edit: Cuma sabahı saat 09:00'a aldım randevumu.---

Hem süreç, hem de çıkabilecek sonuçlar biraz korkutuyor beni.
---Edit: "Doktora çıkacak sonuçlardan korkuyorum" dedim, güldü. "Kanser filan olduğunu sanıyorsan daha çok güleceğim." dedi. Ben de güldüm.--- Ama bir şey için seviniyorum. Kuzusarması geçen sefer beni ameliyata uğurlarken "başarılar" dilemişti. :) Şimdi bu hatayı düzeltmek için önünde bir seçenek var. Bakalım hayatta insana her zaman nasip olmayacak bu "ikinci şans"ı değerlendirip, beni sevgi sözcükleri ile uğurlayabilecek mi? Merakla bekliyorum. :)

Pazar, Ocak 29, 2006

Bora & Mine


Bora demişken.. Bu fotoğrafı çok seviyorum. Böcü'yle Duran'ın düğünlerinden sonraki sabah, gelinle damadın da beklenmedik :) katılımlarıyla gerçekleşen bir kahvaltıda Fenerbahçe'de çekilmişti. O kadar doğal ki Mine de, Bora da.. Öylece.. Oldukları gibi..

Bora'nın Doğumgünü


Bora tatlımın, tombik bebekimin dogumgünü fotoları flickr'da. Yandaki linkten ulaşabilirsiniz. Yine de beceremem derseniz lütfen başlığı tıklayınız.

"İnsani ölçülerde" yorum yazmak ve foto üstü not eklemek serbesttir. :)

Boracığım.. iyi ki doğdun!

Cumartesi, Ocak 28, 2006

o büyüyor, ben yaşlanıyorum..


Böyle bakınca kardeş olduğumuza inanmak ne kadar zor! :)

aklımı seveyim!

Aşağıya bir fotoğraf koymuşum, baktıkça üşüyorum! Eh, bir yıldönümü yazısından fotoğraf çıkarmak ya da değiştirmek çok hoş olmayacağından, bakıp bakıp ürpereceğiz artık! Ne yapayım, sevmiyorum soğuğu, kışı. Üşüyorum ben. Yaz gelse artık, şöyle incecik giyinsek. Hatta bir sahilde olsak, ellerimizde mojitolar sakin bir müzikle yarıçıplak sallansak akşam güneşinde. Bossanova bile olur, mesele değil. Vinicius de Moraes'e bile razıyım, yeter ki hava biraz daha sıcak olsun.

Bu arada kendimi tekrar tekrar tebrik ederim, kış ve soğukla ilgili yazı yazılmamış blog sayısını bir tane daha eksilttiğim için.

Çarşamba, Ocak 25, 2006

yıldönümü


Uzun süreli suskunluğumu güzel bir şeylerle bozayım dedim. Bugün kuzusarması ile birlikteliğimizin 6. yıldönümü! :) Tam 6 yıl önce bu akşam biraz timsahlık yapmak isteyen kuzusarması beni önce tiyatroya davet etmiş, arkasından da "beni öperek" ağıma düşmüştü. O an timsahlık kariyerine son veriyor olduğunu bilseydi, eminim hiç çağırmazdı beni.

Buluşacağımız mekandaki "tek" insan olduğum için, neyse ki zorlanmadan bulabilmişti beni! :P Tıpkı bu akşam gibi karlı bir akşamdı, iyi hatırlıyorum. "Arabam var, seni eve bırakırım, endişelenme" dediğinde inanamıştım. Öyle şirin, öyle bebek gibiydi ki, araba kullanabileceğini bile düşünememiştim. (Evet, saçma biraz, ne var?!) O yıllarda hayatında "dırdır" diye bir şey olmadığı için alnı daha kapalı, yüzü daha güleçti çünkü, genç değil çocuktu. Çocuktuk..

Karlarla başlamıştı her şey, bugünkü gibi soğuk bir havada..