Eskiden ne kadar önemliydi kutlamalar. Doğumgünleri, yıldönümleri. "Sonsuz" hafızama yazdığım irili ufaklı anıların her yıl tekrar yaşanması. :) Günlerce önceden düşünülen, aranan, alınan/yapılan hediyeler.. Her birinin hediyeden daha çok özenilmiş –bizzat yapılmış- paketleri.. –Yarı- Süpriz partiler, apartman boşluklarında mumları yakılan pastalar.. (Ekipte kimse sigara içmediği için hep bir kibrit sorunumuz olurdu. :P) Her zaman gidil-e-meyen –pahalı- yerlerde rezervasyonlar, yemekler, kahveler.. Artık bunlar yok.
Çünkü Kuzusarması var. :DDaha önce farklı insanların bir araya gelmelerinin ne kadar zor olduğunu
söylemiştim di mi? :) Bu da aynı sınıfta değerlendirilebilir işte. Hafızasız bir adamla evlenmek, hele de hediye almalar filan "bey"e zulüm gelince, tüm kutlamaları rafa kaldırıyor. Şimdi bize her gün sevgililer günü, yıldönümü, doğumgünü. Bize her gün bayram! :)
Hakkını yemeyeyim tabii, bu "kıymetli" günlerde çiçekler eksik olmuyor masamdan. (O kadar güzeller ki, bir şey olacak korkusuyla eve götürüyorum her seferinde.) Ama öyle özel bir kutlama havası filan yok. Her gün aynı, her gün güzel. Ama bazı günler daha "özel" değil. Eski sancılar, "acaba beğenecek mi"ler, "acaba anladı mı"lar yok. (Şikayet etmeli miyim? Mızzz..) Hem de kimseye karşı yok. İçimdeki "parti/süpriz yaratığı" ölmüş gibi.
Heey Kuzusarması, sana söylüyorum, sen bir kutlama katilisin! Ya da kutlama yaratığı katili! Alışmıştım alışmaya yaptıklarına (ya da yapmadıklarına) da, bu sene biraz şartları zorladın sen.. Kutlama yapmasak da yanımda ol istiyorum. Yanında olmak istiyorum..
Evlilik yıldönümümüzden bir gece önce gelip bana "yarın ben yokum" dedi bu adam, "uzaklardayım". Kocaman orkidelerime bakıp "olsun" dedim, arkadaşlarım "olmaz" dedi. Üç hatun kafa kafaya verip demlendik, yedik, içtik. İyiydi, güzeldi.
Doğum günümden iki gece önce gelip bana "kuzu, ben iki gün yokum" dedi bu adam, "yine uzaklardayım". Bu sefer bozuldum biraz, "çüş" dedim hatta, arkadaşlarım "olmaz" dedi. Bu öğlen vakti bir araya geldik, içtik içtik. İçtim. (Bu satırlar yine kafam "iyi"yken, ofiste yazıldı.) "Pes" dedim Kuzusarması, "pes"! "Kendi doğumgünümde çiftler arasında tek ‘tek’ bıraktın beni! Pes!"
Bugün benim doğumgünüm.. Aşığım.. Evliyim..Ve gece yarısına kadar yalnızım..
Olsun.. Ne yapalım.. Kuzusarması’nın doğumgününde yan gelmiş yatıyor olacağız
tam şurada nasıl olsa. Mercan’da kendimizi ahtapota, kalamara, akyaya vuracağız. Benim bulursam Kuzusarması’na alacağım
Ferda Anıl Yarkın albümünü dinleyeceğiz,
“cümmmbbbüş cümmmbbbüş yolllaaar” diye bağırıp güleceğiz. :)
Zaten dört kıymetli günümüzün birinde yanyana olmak da yeter bizim gibi sarsak sevgililere. Artar bile..
Söylemiş miydim.. Bugün benim doğumgünüm.. Hava bir tuhaf.. Ben bir tuhafım..