Çarşamba, Ağustos 23, 2006

bi de bunlar çıktı başımıza!

yeni böcü ailesi :)
E ne diyeyim, hayırlısı.. :P

Cuma, Ağustos 18, 2006

B.'den haber var.. :)

Yaramaz arkadaşım -:)- B.'den mektup geldi. Bunca yıl sonra bile olsa, birbirimizi "bulmak" ne güzel şey! :)

O, "O günler çok güzeldi ve biz ne yazıkki çok bilinçsizce yaşamışız, hiç bitmeyecek gibi çok hor kullanmışız. Gerçekten yaramaz çocuklardık. Şimdi nerde, binbir sorumluluk içerisinde günler geçip gidiyor. Son olarak küçük tatlı bir sorumluluk daha eklendi. Şu anda yanımda mışıl mışıl uyuyor. Yaklaşık altı kiloluk, 57 santimlik bir sorumluluk. Artık gece gündüz onunla cebelleşiyoruz. Bundan sonra onun yaramazlıklarını izleyeceğim herhalde." diyor.

Ben gülümsüyorum.. :)

Salı, Ağustos 15, 2006

aşk..

Şaşırttı beni. "Aşk" dedi, "öyle anlatıldığı gibi iki yarımdan bir bütün olma hali değilmiş. Bir bütün iken bile onu istemek hali imiş." Anlattı sonra. "Hep" dedi, "biriyle karşılaşınca,'acaba onunla olur mu' derken, başka şeyler düşünürdüm, 'biri olsun hayatımda' derdim, buydu, bundan ötesi yok gibi gelirdi. Bir eksiği tamamlamak.. Ama tam da birini istemiyorken -şimdi-, 'ya, tamam, iyiyim ben böyle' derken, bak, onu düşünmekten kendimi alamıyorum. Yanımda olsun istiyorum elbette, ama beni bir yerlere götürsün, ya da birlikte eğleniriz diye değil. Öyle. Yanımda olsun istiyorum. Bir bütünüm ben ve belki bir/bu kamburu istiyorum, özlüyorum.."

Böyle düşünmemiştim hiç, ama haklıydı tabii ki. İki yarımdan bir bütünün ancak "ilişki"de çıktığını, "aşk"ın başta insanın hayatını nasıl alt üst ettiğini unutmuşum. Bu aşk meşk meselelerinde eskidik biz artık. :) Bir kez daha anladım.

Meleğim'e..
"Burnun sürtülsün" demiştim, ama bu kadar çabuğunu beklememiştim :); "beter ol" demiştim, ama kötü olmanı dilememiştim.

"Mutlu aşk yoktur" demişti ya şair, onu yalanlamanı istemiştim..

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

uçtum ben..

Uçtum mu düştüm mü belli değil, ama böyle de bir şey var. Tatil jargonumuzla "yaptım, çok da güzel oldu!" :) Hatta yine olsun, yine yaparım! :)

teşekkür

"Chronicles of Kaş" olacaktı yazı dizisinin adı, "Kaş Vakayınamesi" ya da.. İlk iki yazı hazırdı zaten. Sansür geldi sonra birilerinden/bir yerlerden, "bu foto olmaz, şu konu olmaz, olmaz da olmaz".. Soğudum, yazamadım. Yine de..

Böcü ailesi, süper ama süper tatil arkadaşlığınız için teşekkürler.
Otelimizin sahibi ve çalışanları, özeniniz ve inceliğiniz için teşekkürler.
Mercan ahalisi, üç kilo almama -bu kadar güzel- sebepLER yarattığınız için teşekkürler.
Hüseyin (bizim Che ya da), elinle ahtopot tutabildiğin için, önce bize sevdirip sonra yedirdiğin için ve bunu hayatın normal akışı haline getirdiğin için teşekkürler.
Uğur, uçarken bağırmama izin verdiğin için teşekkürler. :)
Sertuğ & Gülcan, her taşın altından güler yüzünüzle çıktığınız için teşekkürler.
İzlediğimiz deniz yaratıkları, bizden kaçmadığınız için teşekkürler.
Katlettiğimiz deniz yaratıkları, balıkçıdan kaçmadığınız için teşekkürler. (Hepiniz çok lezzetliydiniz.)
Kaş, ufak tefek değişiklikler olsa da, "aynı" kaldığın için teşekkürler.

Ve Kuzusarması, beni sensiz tatilin nasıl bir şey olduğunu hatırlamak zorunda bırakmadığın için, varolduğun için teşekkürler. :)